23 Eylül 2009 Çarşamba

Kasaba'dan sonra ki Mayıs Sıkıntısı


Evet yıllar geçti biz yaşlandık herkes bir kulvara savruldu kimi battı, kimi yüzdü, geride yaptıklarımız kaldı yadigar ve evet "memleketim" hoş oldu geriye kalanlar arasında...
Değil mi bizi, bizim gibileri elinde yüreğinde yetiştiren bu memleket, bu topraklar...Ama gözünü kırpmadan bizim gibi nice filizleri de kıran, yeşermesine izin vermeyen...İşte sanatta tam bunun için değil mi, filiz kıran fırtınalarını, esip gürleyen hayaletleri resmeden... Can Yücel'in dediği gibi sanat bir devrimse, devrim bir maratonsa bizim için koşulan ilk yüz metre "memleketim" oldu...
Ama maratonu koşmak nefes ister, ciğer ister, yürek ister, sen ki bizden, hepimizden iyi bilirsin maratonu, her yüz metreden sonra buraya kadar her şey yolunda demek değil mesele finişi görebilmek...
Serkan kardeşim biz sana güvendik...Ben soramazsam, biz soramazsak sen sor diye o tokatın hesabını...Nefesini sıkı tut, yardım istersen bizden her türlüsü ama nolur bitir bu maratonu kurtululalım bu lanetli tarihten...

10 Eylül 2009 Perşembe

Muson mevsimi


Bu manzaradan sonra, bu da sistemsizliğe kurban verdiklerimizin mezar taşı olsun ve üzerine yazsınlar anlı şanlı toprağımız bol olsun diye...ve eklesinler arkasına koca bir milli takım ve otoyolda boğulanlar diye...
Futbolumuzun mazgallarıda şehrimiz gibi tıkalı açmak cesaret ister irade ister ama en önemlisi toprağa saygı ister işte o toprak ki Hrant'ın dediği gibi gözümüzün üstünde değil altında olduğu memleketim dediğimiz toprak ve biz ona saygımızı ne zaman ki şehitler yerine üretimle, barışla, kardeşlikle göstereceğiz işte o zaman Anadolu uygarlığının yeni versiyonu başladı diyebileceğiz... aksi bizim mahvımızdır.
Futbolumuzun ekolü derken bunu kastememiştik demedik ki kafanıza göre takılın kervan yolda düzülür, iki gaz verir hepsinin üstesinden geliriz benim üstüne bastığım yumurta topuğum yeter, basınca narayı Kadırgalı Eşref misali kaçışır bütün Avrupa...Maç biter geriye ezeli rekabet martavalları kalır kimi Arda'ya çatar kimi Gökhan'a ama ortada normal anlamıyla oynanmak istenen bir futbol yokken bu çocuklara edilecek her laf suçu hafifletmekten öteye gitmez tıpkı koskoca başkanın dere yatağına ev yapılmasını eleştirmesi gibi.
Sıyrılalım bu lanetli tarihten artık atalım sırtımızdan yumurta küfelerini, kofti babalanmalar ve ezeli rekabet palavralarını ve artık yakalım aydınlanma ateşini Anadolu'nun bağrında ve bir kez daha üfleyelim mumlarımızı şaşkınlıkla futbolumuz ve boşuna ölen nice canlar için...