9 Mart 2011 Çarşamba

Fener'i sevmemek

Anadolu'dan gelmiş İstanbul'da yaşayan bir Fenerbahçe'li olarak niye memleketsporu tutmadığımı anlayamıyorum, hayır seviyorum da memleketimi ama takımını niye sevemiyorum? Bu benim mi suçum yoksa bu ülkenin mi? Niye hep birinci takım üç büyüklerden biri, ikinci takım memleketspordur.

Bir kere bizim futbol havası pek bir homojen, toplum tek merkezli olmaya alışmış, ne doğru düzgün birey olmuş ne örgütlenebilmişken nasıl ki her yerelleşme hamlesinden bölücük paranoyasıyla korkulmuşsa mecburi futbol istikameti de o derece merkezi kalmış. Bu merkezilik öylesine güçlü ve çekici ki ülkenin İstanbul'la üşüyüp İstanbul'la terlemesi, onunla sallanıp onunla trafiğe takılmasına varan, dışlayan, unutan, kimseyi hesaba almayan bir merkezilik, yani sen adama çocukluktan itibaren yerelin değil de ülkenin önemli olduğunu pompalayıp bütün İstanbul'u allayıp pullayıp satarsan sonra kendi şehrinden taraftar bulamazsın. Bursa'yı, Trabzon'u bilmem de Anadolu'da kimse kendi şehrinin takımının taraftarı değil, şehrin takımı fenerle oynarken cimbomlular o gün memleketsporlu, cimbomla oynarken fenerliler doldurur şehir stadlarını...Hatta Bursa ve Trabzon için bile eski başkanlarının, hocalarının başka takımları tuttuğuna dair dedikodular hiç bitmez Levent Kızıl, Mehmet Ali Yılmaz Fenerli, Özkan Sümer cimbomludur derler...

Peki durum böyleyken kimdir bu fenerden nefret edenler mesela antepsporlu taraftarlar mı? ya da sivassporlular mı? yukarda aslında böyle bir kitle olmadığını anlatmaya çalıştım yani antepsporlu yok ki fenerden nefret etsin hadi son yıllarda anadolu kaplanları ayağına arttı bu taraftarlar diyelim peki böyle kamuoyunda fener nefreti diye bir kavramın doğmasına sebep olacak kadar varlar mı bu adamlar...

peki fener trabzonla berabere kalıp bursa şampiyon olunca istanbul da sokakta cimbom beşiktaş formalarıyla gezenler antepsporlular mı? siz sevmiyorsunuz nefret ediyorsunuz diye kamuoyu yaratıp herkesin de sevmemesi lazım diye bağırınca adı nefret mi oluyor bunun, valla benim umudum var, arkadaşlarım var...başkasının üzüntüsüne göbek atınca ne anlaşılacağını bilenler var...mesele nefret etmek değil nefret yaratmak.