25 Temmuz 2009 Cumartesi

Ekolay

Türk futbolunda ekol sorunu ve bunu tartışabilmek, işte bütün mesele bu galiba, nasıl bir ekol seçilmeli yada nasıl bir yol alınmalı...

Türk futbolu deyince aklınıza ne geliyor nasıl bir futbol nasıl bir eğitim yada nasıl bir forma hepsi bir bütün ama bunlara verilecek cevap ne kadar net.

Mesela İtalya deyince Azzuriler yada gök mavililer, Katenaçyo, defans futbolu ve savunma ekolü, Almanlar boru değil Panzer, fizikli, sert, yılmaz yıkılmaz, Portakallar Total, 3 aslan (her ne kadar değiştirmeye çalışsalarda) uzun top, Selecao malumunuz, işte böyle say say bitmez hepsinin bir ismi, bir forması, bir oyun tarzı var, futbolcular değişiyor tarzlar sapasağlam duruyor, peki bizim ki nedir yada ne olmalıdır?

İşte bu soruya cevap ararken en büyük başarılarımıza bakmaktan yanayım, mesela Kurtuluş Savaşı, Çanakkale Zaferi, İstanbul'un fethi, Dünya üçüncülüğü, Uefa Kupası ve Avrupa üçüncülüğü hepsinin ortak yanı hep mağdur olmamız, haklı ama mağdur, fakir ama gururlu, her savaşta 300 Ispartalı, her zaman Çılgın Türkler ve hep inancın zaferi, futbol için yılmayan mücadeleci bir oyun ve tabi ki yoğun motivasyon.

Bu tarz oyunu ilk gs oynamıştı 2000'lerde ve Sivas'la, hatta Sevilla maçlarında da görüldü ki motivasyon olduğunda bizim takımlar başarılı oluyor. Motivasyondan anladığımız tam anlamıyla gaz, evet gaza getirilmeye alışmış bir toplumun ferdiyiz, hep zor koşuldan imkasızlıktan bir başarı hatta başarı destanı yazmak bizim işimiz, savaşırız kavga ederiz, yenilmeyiz, ama Almanlar yenildiği için yenik sayılırız, varsa yoksa savaşçılığımız, değilmi ki Osmanlıyı farklı kılan savaş gücü ve Atatürk'ü ulu önder yapan komutanlığı...

Türkiye, Turkuaz'lar yada Ay-Yıldız'lılar, gücünü hırstan ve motivasyondan alan savaşçı bir oyun...Artık bunun adını koymak gerek...

İşte bu Türkiye tarzı hatta belki Anadolu tarzı diyebilmek, size kendimizi ispat için daha ne kadar savaşmamız gerek, işte girdik içinize kadar biz buyuz Ortadoğu'lu bir Avrupa ülkesiyiz, döğüşerek ekmeğimizi alırız diyebilmek gerek, ve bu tarzı belki Brezilyalı tekniği belki Alman disipliniyle geliştirebilmek bu ülke adına dünyaya bir miras bırakabilmek gerek...

Belki konumuz futbol belki değil ama bu uygarlık ateşini Anadolu'nun bağrında yakıp Avrupa'nın göbeğinde üfleyeceğiz, başka yolumuz yok.

1 yorum:

visionthing dedi ki...

Öncelikle bu konu gerçekten çok önemli diye düşünüyorum. Türk futbolunun bir karakteri yok. Türk futbolunu tanımlıyacak hiç bir şey yok.
"Gazla çalışma" tesipiti çok doğru. Günlük hayatımızda da böyleyiz çünkü. Futbolumuzda böyle bir konumlandırmayı başarabilir miyiz, bilmiyorum. Ama turkuaz rengi seçme gibi çabalar bence müspet çalışmalar.
Geçmişe dönüp baktığımızda aklıma ilk gelen güreş oluyor. Tekniğin önemi kadar dayanıklılığın da çok önemli olduğu bir spor, ancak Türk futbolcularının diğerlerine göre kondisyon olarak çok iyi olduklarını düşünmüyorum.
Sanırım bize en iyi uyan şey eğlenceli olmamız. Savaşa bile mehter takımıyla giden bir kültürden geliyoruz. Biz savaşmayı seviyoruz, bir şeyin uğrunda ölmeyi seviyor bundan bir adım bile geri atmıyoruz. Yenilsek dahi mağrur olmayı biliyoruz... "Bin atlı o gün çocuklar gibi şendik" diye gidiyoruz savaşa.
Bence Türklerin çok daha eğlenceli bir duruşları olmalı. Formasından maç organizasyonlarına kadar herşeyde bunu yansıtmalılar. "Türkler'le oynamak keyiflidir" gibi bir algı yaratılabilinir tüm dünyada.
Oyun tarzı konusunda ise çok fazla bir şey söyleyebilecek kadar iyi futbol bilmem. Zaten çok da mühim değil bence... Futbol basittir çünkü...İyi oynarsan kazanırsı, kötü oynarsan kaybedersin.